HABİP ARIÖZ
Kırşehir'de Milli Mücadeleye destek veren öğretmenlerin başındadır. Habip ARIÖZ, diğer Cumhuriyetçi öğretmen arkadaşları ile milli birlik ve beraberliğin oluşmasında önemli roller oynayan seçkin kişiler olarak görülmektedirler. Nitekim bu yurtsever kişiler, Kırşehir'deki dernek ve cemiyetlerin çalışmalarında da aktif görevler üstlenmişlerdir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması sırasında Vali Yahya Galip Bey, milletvekilleri Müfit Kurutluoğlu ve M. Rıza Bey, öğretmenlerden HABİP ARIÖZ, Ömer Aydın Genç, Cevat Hakkı Tarım, Arif Sıtkı Gönendik ve gibi bir çok kişinin önemli rolleri olmuştur. Ayrıca Cumhuriyetin bir fazilet rejimi olarak sevilip benimsetilmesinde de üstün gayretleri görülmüştür. Bu kişiler Milli Mücadele'ye destek olmuş, daha sonra da inkılapların benimsenip yayılmasında önemli katkılarda bulunmuştur.
Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı olarak 17 Ekim 1924 tarihinde saat 17.00 sularında eşi Latife Hanım ile birlikte Kırşehir'e gelmiştir. Gazi Mustafa Kemal Paşa ve Heyet, şehrin dışında Vali Atıf Bey, Belediye Başkanı Baktıroğlu Ziya Bey, Daire Başkanları ve bir kısım halk tarafından coşkulu bir şekilde karşılanmıştır. Şehrin girişinde de bütün Kırşehirliler, okullar, köy ve kasabalardan gelen kalabalık bir halk tarafından "Yaşa büyük Paşamız" şeklindeki sevgi gösterileri ve alkışlarla karşılanmıştır. Şehrin girişinden merkezine kadar uzanan cadde boyunca kurulan takların altından geçen Gazi Mustafa Kemal Paşa için kurbanlar kesilmiştir. Kırşehirli bayanlar ise Hükümet Konağı karşısındaki alanda toplanmıştır. Hükümet binasının önündeki alanda yenilikçi bir öğretmen olan Habip ARIÖZ Kırşehirliler adına "Hoş geldiniz" diyerek, Kırşehir halkının minnet, şükran ve bağlılıklarını belirten bir konuşma yapmıştır. Öğretmenin bu konuşmasında, Cumhuriyet, inkılaplar ve yenileşme yolundaki çalışmalarında Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı tam bir bağlılıkla izleyeceklerini söylemiş ve bu konuda güvence vermiştir.
Habip ARIÖZ, henüz Kırşehir ilinde bir yenilikçi okul yokken Karacaören'e Atatürk'e ve Cumhuriyete bağlı ilkelerle eğitim veren bir okul yaptırarak tüm Karacaören Kasabasının eğitimine katkıda bulunmuştur. Habip Öğretmenimiz o kadar ileri görüşlü bir insanmış ki, Kasabamızın Çatalkaya mevkiine köyümüze gelecek öğretmenlerin zorluk çekmemesi ve rahat edebilmesi için bir öğretmen lojmanı bile yaptırmıştır. Kasabamızın eğitim düzeyinin çok yüksek olması, eğitime çok önem vermemiz ve her alanda uzman ve işinin ehli bireyler yetiştirmemiz bir tesadüf olmasa gerek.
Habip ARIÖZ, 11 Kasım 1958 yılında vefat etmiştir. Böyle büyük bir değerin kıymetini biliyor muyuz acaba? Cumhuriyetin kurulmasında en önde saflarda yer alan, Türk Milli Eğitimine öncülük yapan ve atalarımızın eğitimini sağlayarak onların da eğitimine önem vermesini sağlayan bu büyük insanı, cumhuriyet ve eğitim emekçisini yaşatmak hepimizin görevi.
Ruhun şad olsun Habip Öğretmenim...
HABİP ARIÖZ'ÜN ATATÜRK'ÜN KIRŞEHİR'E GELİŞİ SIRASINDA HÜKÜMET KONAĞI ÖNÜNDE YAPTIĞI KONUŞMANIN METNİ
Soylu Türk Milleti'nin göz bebeği Gazi Paşamız!
Asırlardan beri Türk'ün kanıyla varlığını sürdürerek, kendisine Allah'ın gölgesi süsünü vererek, zihinlerde yerleşen, düşmanlarımızla birlikte büyük milletimizin, büyük Kemalleri'ni yetiştiren şu nazlı vatanı temelinden yıkmak, Türk milletini sonsuza kadar tutsak etmek hayalini kurarken onu tutsaklıktan, ölümden kurtarmak amacı ile kahramanca meydana atılarak üç yıl önce şehrimizden geçmiş ve o zaman üzgün kalplerimizde bir kurtuluş ve ümit ışığı yakmıştınız!
Çok geçmedi: Kararlı, kahraman ve olağanüstü gücünüzle altı yüzyıldan beri, dünya tarihinin yazmadığı büyüklükte denizler kadar engin, şanlı bir zaferi gerçekleştirerek milletimizin ve bütün İslam dünyasının sonsuz teşekkürleri ile şereflendirdiniz, takdirlerini topladınız.
Senelerden beri kalpleri istek ve şevkle çarpan Kırşehir halkı, Türk milletinin layık olduğu yüksek mevkiye ulaştıran yenilik, ilerleme yollarında bizlere aydınlık hedefleri gösteren Gazi Cumhurbaşkanımızı selamlamak onuruna sahip olduğumuzdan dolayı kendilerini mutlu ve bahtiyar bilirler.
Burada büyük milletimizin duygularını dile getirerek diyorum ki: Biz Kırşehir halkı, saygıdeğer Cumhurbaşkanı Paşamızın kurtarıcı kılıcı ile kurtardığı ve güçlü kalemiyle belirlediği ilkeler etrafında toplandık. Kutsal amacımızın gerçekleştiğini görmek ve son amaca ulaşmak için açtığımız gerçek yolda: Genç ve sağlam Cumhuriyetimizin güçlü ve aydınlık ışıklarında sizinle birlikte yürüyeceğiz. Bizi bu hakikat yolundan çevirecek hiçbir güç yoktur. Önümüze çıkan her engeli korkusuzca aşacağız. Milletimizin şu demirden yumruğu: Zulüm, esaret, bağımsızlık ve bilgisizlik zincirlerini parçaladığı gibi, her cehennem ateşini söndürmeye yeterlidir.
Biz Türkler, yeni ve güçlü cumhuriyetin gerçek koruyucusu ve sahibiyiz. Milli ve kutsal düşüncemiz budur. Cumhuriyet fidanını gerekirse kanımızla sulamaktan
çekinmeyeceğiz.
Yaşasın Türk Cumhuriyeti, Yaşasın Türk Milleti, Yaşasın Büyük Gazi Paşamız!
Habip ARIÖZ, Öğretmen
KARACAÖRENLİ ŞEHİTLERİMİZ
BAYRAKLARI BAYRAK YAPAN ÜSTÜNDEKİ KANDIR,
TOPRAK, UĞRUNDA ÖLEN VARSA VATANDIR.
Ulusumuzun bağımsızlık mücadelesinde Karacaörenli Atalarımız da topraklarımızı kanlarıyla sulayarak bizlerin daha güzel bahçelerde yeşermesini sağlamışlardır. Nice genç fidanlar, vatanımız uğruna ölümü gülümseyerek karşılamıştır.
İşte gururumuz şehitlerimizden bazıları:
ER AHMET: 1303 yılında doğdu. Baba adı Hasan'dır. 1918 yılında Birinci Dünya Savaşı Şark Cephesinde Kafkaslarda er olarak savaştı. Bakü Taarruzu sırasında Hacı Hasan Köyü'nde şehit oldu.
PİYADE ER BEKTAŞ: 1310 yılında doğdu. Baba adı Mehmet'tir. 1916 yılında Birinci Dünya Savaşı Şark Cephesinde Kafkaslarda piyade er olarak savaştı. Bitlis Deliktaş mevkii civarında şehit oldu.
ER HALİL: 1312 yılında doğdu. Baba adı Hamit'tir. 1917 yıllarında Birinci Dünya Savaşı Galiçya cephesinde er olarak savaştı. Cevattepe'de şehit oldu.
ER HALİL İBRAHİM: 1315 yılında doğdu. Baba adı Hacı Mehmet'tir. 1921 yılında İstiklâl Savaşı Garb Cephesinde er olarak savaştı. Savaş sırasında yaralandı. Yedinci Fırka Sıhhiye Bölüğü Hastanesi'nde şehit oldu.
PİYADE ER MUSTAFA: 1308 yılında doğdu. Baba adı Mehmet'tir. 1915 yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi'nde piyade er olarak savaştı. Kanlıdere'de şehit oldu.
ER NAZİF: 1298 yılında doğdu. Baba adı Mustafa'dır. 1922 yılında İstiklâl Savaşı Garb Cephesi'nde er olarak savaştı. Meydan Harbi'nde şehit oldu.
ER ÖMER : 1302 yılında doğdu. Baba adı İsmail'dir. 1922 yılında İstiklâl Savaşı Garb Cephesi'nde er olarak savaştı. Salihli'de şehit oldu.
PİYADE ER RECEP: 1305 yılında doğdu. Baba adı Emin'dir. 1915 yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi'nde piyade er olarak savaştı. Kanlıdere'de şehit oldu.
PİYADE ER SAMET: 1298 yılında doğdu. Baba adı Abdurrahim'dir. 1915 yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi'nde piyade er olarak savaştı. Savaş sırasında yaralandı. Onbirinci Ağır Mecruhun Hastanesi'nde şehit oldu.
PİYADE ER YUSUF: 1306 yılında doğdu. Baba adı İmam Yusuf'tur. 1915 yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi'nde piyade er olarak savaştı. Arıburnu Muharebesinde şehit oldu.
NOT: Doğum tarihleri eski takvime göre verilmiştir...